‘Filmler birleştirir, nefret böler!’

Duyuru Listesine Geri Dön


74. Berlin Uluslararası Film Festivali (Berlinale) ödülleri 24 Şubat'ta Berlinale Palast'ta düzenlenen törende sahiplerini buldu.

Bu yıl 74’üncüsü düzenlenen Berlin Film Festivali’nde politik mesajlar öne çıktı. Açılıştan önce festival çalışanları festivale hitaben bir açık mektup yayınlayarak Gazze'de ateşkes talep etti ve yönetimin Filistinlilerin yaşamına yönelik mevcut saldırı konusunda "daha güçlü bir kurumsal duruş"sergilemesini istemişti.

Açılış Gecesine Protestolar Damga Vurdu

Festivalin açılış gecesinde, sinemacılar ve katılımcılar aşırı sağın yükselişi, ırkçılık ve AfD'ye karşı çeşitli eylemler düzenledi. Protestolar, sinema sektöründen yaklaşık 50 kişinin el ele tutuşarak kırmızı halıda yürümesiyle başladı. Ardından, göstericiler telefonlarının fenerlerini açarak "demokrasiyi savun!" sloganı attı. Bu sloganlar, Berlinale Palast'ın büyük ekranında da yansıtıldı.

Sloganların duyulabilmesi için kırmızı halının müziği kesildi ve göstericiler "filmler birleştirir, nefret böler" yazılı rozetler taktı. Festival organizatörlerinin, bu gösteriyi aşırı sağcı siyasi parti AfD'nin üyelerini davet etmeme kararını vurgulamak için planladıkları öğrenildi.

Diop: “Filistin’in yanındayım!”

Büyük ödül Altın Ayı’yı Mati Diop’un yönettiği “Dahomey” adlı belgesel kazandı. Diop, “Filistin’in yanındayım” sözleriyle geceye damga vurdu. Ayrıca Fransız-Senegalli yönetmen Mati Diop, Altın Ayı kazanan ilk siyah kadın yönetmen oldu.

Belgeselde dünyanın şiddete, ihlallere ve yasaklı eylemlere nasıl sessiz kaldığını anlattıkları belirten Diop, “Artık pek çok insanın, ister kadına yönelik şiddet, ister Filistin'deki soykırım olsun, artık bu şiddete karşı ses çıkarmaya çalışmasının zamanı geldiğini düşünüyorum.” dedi.

Uluslararası Jüriden No Other Land’e “Berlinale Belgesel Ödülü”

Uluslararası jüri, Gazze'de İsrail saldırılarına karşı bir jest olarak "No Other Land (Başka Ülke Yok)” belgeseline “Berlinale Belgesel Ödülü”nü verdi.

“No Other Land” program açıklandığından beri dikkatleri en çok üzerine çeken filmlerden biri olarak karşımıza çıktı. İki Filistinli iki İsrailli yönetmenin beraber çektiği belgeselin aldığı ödül sonrası, yönetmenlerden Yuval Abraham’ın konuşması yoğun alkış aldı. Abraham’ın konuşması salondaki katılımcılar tarafından da “ateşkes hemen şimdi!” sloganlarıyla desteklendi.


Yuval Abraham konuşmasında, “Basel ve ben aynı yaştayız. Ben İsrailliyim, Basel Filistinli. İki gün sonra eşit olmadığımız topraklara geri döneceğiz. Ben medenî hukuk altında yaşıyorum, Basel askerî hukuk altında. Birbirimize yarım saatlik mesafede oturuyoruz ama benim oy verme hakkım var, Basel’in yok. Bu topraklar içinde ben istediğim yere gitme özgürlüğüne sahibim. Basel, milyonlarca Filistinli gibi işgal altındaki Batı Şeria’da hapis durumda. Bu apartheid hâli, aramızdaki bu eşitsizlik son bulmalı. Filmimiz güç dengesizliğini konu alıyor. İşgali sonlandırmak ve politik bir çözüme ulaşmak için ne yapabileceğimizi sorup duruyoruz. Bu soruya bir cevabımız yok ama olası cevaplardan biri, insanların ayağa kalkıp seslerini yükseltmesi. Bu salonda pek çok güçlü insan var; milletvekilleri, sesini duyurabilecek kişiler var. Ateşkesin sağlanmasını, politik bir çözümü ve işgalin sona ermesini talep etmek zorundayız.” ifadelerine yer verdi. 

“Berlinale Panoroma” Instagram Sayfası Hacklandi

24 Şubat’ta gerçekleştirilen ödül gecesinin ardından, 25 Şubat’ta “Berlinale Panoroma” adlı Instagram hesabı hacklenerek, hesap üzerinden “Nehirden denize özgür Filistin”, “Gazze’deki soykırımı durdurun”, “Soykırım soykırımdır” sloganlarını içeren görseller paylaşıldı. Söz konusu görsellerin silinmesinin ardından festival yönetimi Instagram hesabının “hacklendiğini” duyurarak olayla ilgili açıklama yaptı. Yapılan açıklamada paylaşımların Berlinale’nin resmi duruşunu yansıtmadığı belirtilerek, paylaşımı gerçekleştirenler hakkında yasal işlem başlatılacağını belirtildi. Festival yönetimi tarafından yapılan açıklama ve gösterilen tutumun üzerine; sinema eleştirmenleri, oyuncular ve yönetmenler açıklamaya tepki göstererek, bu yaklaşımın ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir tutum olduğunu belirttiler. 

Berlinale Basın Ofisi’nden Tekrar Açıklama Geldi

Berlinale Basın Ofisi, 26 Şubat'ta yaptığı açıklamada ise "Berlinale Panorama" Instagram hesabının hacklenmesiyle ilgili yeni bir değerlendirme yaparak, hesaptan yapılan paylaşımları "Ortadoğu'daki savaşla ilgili antisemitik içerikli görsel ve metinler" olarak tanımladı.

Berlinale yönetimi, bazı ödül sahiplerinin yaptığı açıklamaların, özellikle İsrail'in savaş suçlarına dikkat çeken ve ateşkes çağrısı yapan konuşmaların, izleyicilerde rahatsızlık uyandırdığını ifade etti. 

 

Konuşmasının Ardından Yuval Abraham’a Ölüm Tehditleri

İsrailli yönetmen Yuval Abraham 27 Şubat’ta sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, ödül töreninde yaptığı konuşması nedeniyle ölüm tehditleri aldığını ve bu nedenle uçuşunu iptal etmek zorunda kalarak eve dönemediğini belirtti. Büyükannesinin Libya'da bir toplama kampında doğduğunu ve büyükbabasının ailesinin çoğunun soykırım sırasında Almanlar tarafından öldürüldüğünü dile getirerek, Alman politikacıların kendisine karşı antisemitizm terimini kullanmasını öfkelendirici bulduğunu ifade etti.

Filmini yapma amacının bir tartışma başlatmak olduğunu vurgulayan Abraham, eleştirilerin sert olabileceğini ancak kendisinin ve filminin şeytanlaştırılmasını istemediğini belirtti. Ayrıca, eleştirilerin Holokost'tan kaynaklanan suçluluk duygusuyla yapılmasını istemediğini dile getirdi.